Opioidlerin etkileri: Revizyonlar arasındaki fark

TIPlopedi sitesinden
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla
tiplopedi>Drhasan
Değişiklik özeti yok
 
k (1 revizyon içe aktarıldı)
 
(Fark yok)

21.09, 13 Eylül 2018 itibarı ile sayfanın şu anki hâli

Reseptör Klinik etki Agonistler
  • Supra spinal analjezi
  • Respiratuar depresyon
  • Kas rijiditesi
  • Fiziksel bağımlılık
  • Morfin
  • Met-enkefalin
  • Beta- endorfin
Kapa
  • Respiratuar depresyon
  • Spinal analjezi
  • sedasyon
  • Morfin
  • Nalbufin
  • Butorfanol
  • Dinorfin
Delta
  • Analjezi
  • Davranışsal
  • Respiratuar depresyon
  • Epileptojenik etki
  • Lö-enkefalin
  • Beta-endorfin
Sigma
  • Disfori, deliryum, midriazis
  • Taşikardi, hipertansiyon
  • Halüsinasyonlar
  • Respiratuar stimülasyon
  • Pentazosin
  • Nalorfin
Epsilon
  • Stres cevap
  • Beta-endorfin

Opioidler santral sinir sistemini eksite ya da deprese edebilirler. Santral sinir sisteminin depresyonu klinik olarak analjezi, solunum ritminde değişiklik, şuur düzeyinde değişiklik ve EEG değişiklikleri şeklinde ortaya çıkar. Uyarıcı etkiler ise miyozis, bulantı ve kusmadır. Tüm eksojen verilen opioidler analjezik etkilerini, endojen opioid nörotransmitterlerin spesifik reseptörlerde oluşturdukları etkileri taklit ederek meydana getirirler. Ağrı tedavisi gören hastalar opioidlerin etkisi ile sıcaklık hissi, iyilik hali, uyuşukluk ve öfori şeklinde duygular tanımlamaktadır. Bu ruh halinde ve çevreyi algılamada oluşan değişikliklerin limbik sistem tarafından yönetildiği düşünülmektedir.

Tüm Mü-reseptör agonistleri ve parsiyel agonist olan buprenorfin, beyin sapındaki solunum merkezinin kandaki karbondioksit düzeyindeki artışa verdiği yanıtta doza bağlı bir azalmaya neden olurlar. Agonist-antagonist opioidler doza bağlı solunum depresyonu yapmasalar da sınırlı bir etki oluştururlar. Klinikte opioidlere bağlı solunum depresyonu, solunum frekansında azalma şeklinde ortaya çıkar. Bu durum; tidal volüm artışıyla kompanse edilebilir. Mü-reseptör agonist veya parsiyel agonistlerin yüksek dozları apneye neden olur. Opioidler (fentanil, sufentanil ve alfentanil) yeterli ventilasyonla önlenebilen göğüs duvarı rijiditesine de neden olabilir.

Opioidler, kronotrop ve inotrop etkilerinin yanısıra periferik vasküler değişikliklere de neden olur. Medulladaki vagal çekirdeğin uyarılması ile doza bağlı bradikardi oluştururlar. Bu etki atropin ile bloke edilebilir. Meperidin, atropine yapısal benzerlik gösterdiği için taşikardi oluşturabilir. Ancak düşük dozlarda negatif inotropik etki oluşturabilir. Meperidin hariç diğer opioidler, klinik kullanım dozlarında miyokard kontraktilitesini baskılamaz. Morfin, hem vasküler düz kaslara doğrudan etki ederek hem de histamin salınımına neden olarak arteriyoler ve venüller dilatasyona neden olur. Meperidin ve kodein histamin salınımı yaparken, fentanil ve sufentanil de bu etki yoktur. Bütün opioidler medulladaki öksürük merkezine doğrudan etki ederek öksürük refleksini baskılar. Bu etkileri ile solunum depresyonu yapıcı etkileri arasında bağlantı yoktur.


Anesteziyoloji ve Reanimasyon kategorisinden sayfalar
Farmakoloji kategorisinden sayfalar