Tiroid bezi: Revizyonlar arasındaki fark
tiplopedi>Drhakan Değişiklik özeti yok |
k (1 revizyon içe aktarıldı) |
(Fark yok)
|
21.10, 13 Eylül 2018 itibarı ile sayfanın şu anki hâli
Tiroid Bezi Anatomisi[düzenle | kaynağı değiştir]
Tiroid bezi Trakea önünde, Larynx’in hemen altındadır, C5 – T1 Vertebra arasındadır. 2 lobdan oluşur (lobus dexter ve lobus sinister) ve bu loblar birbirine isthmus ile bağlıdır. %70 – 80 oranında piramidal lob adı verilen, daha çok sol lobdan köken alan ve os hyoideuma doğru uzanan küçük bir lob daha bulunur. Tiroid bezi yapısal olarak kelebeğe benzer. Yutkunmakla hareket eder. Yaklaşık olarak 20 – 30 gram ağırlığındadır. Kadınlarda biraz daha büyük ve ağırdır. Gebelik ve menstruasyon esnasında da bir miktar büyüme gösterir.
Tiroid Bezi Damarları[düzenle | kaynağı değiştir]
Tiroid bezi ; çok iyi kanlanan bir organdır.
Arterleri A. Carotis externa’nın dalı olan A. thyroidea superior, a. Subclavia’dan köken alan truncus thyrocervicalis’in dalı olan A. thyroidea inferior bazen % 10 oranında direkt olarak arcus aortadan çıkan A. thyroidea ima bulunabilir.
Venleri V. jugularis interna’ya açılan V. thyroidea superior;ve V. thyroidea media, V. brachiocephalica’ya açılan V. thyroidea inferior’dur.
Lenfatikleri Lenf damarları interlobuler bağ dokusunda, sıklıkla arterlerin etrafında uzanırlar. Bez kapsülündeki lenfatik ağ, bu lenfatikler ile bağlantı içerisindedir. Bu damarlar nodi lymphatici prelaryngeales, pretracheales ve paratracheales’ e açılırlar. nodi lymphatici cervicales profundi’ ye de açılabilirler. İsthmus’un hemen üzerinde, trakea’nın önünde malign hastalıklar ve tiroiditlerde büyüyenDelphian lenf nodu bulunur.
Sinirleri N. laryngeus inferior (N. recurrens) n. vagus’un dalı olup solda arcus aorta, sağda a. subclavia dextra’nın altından dönerek tiroid bezine gelirler. N. laryngeus superior da n. vagus’un dalıdır.
Tiroid Bezi Embriyolojisi[düzenle | kaynağı değiştir]
Embriyoda ilk gelişen endokrin bezdir. Dilin arka ortasındaki foramen cecum’dan köken alır ve aşağıya iner. Tiroglossal kanal kısa bir süre açıktır. Daha sonra dejenere olur. Bu kanalın kapanma bozukluğunda tiroglossal kistler görülür ve bu kistlerin % 50’si hyoid kemiğin yanında yer alır.
Tiroid Bezi Histolojisi[düzenle | kaynağı değiştir]
Tiroid bezi foliküler ve parafoliküler (C hücreleri) hücreler ile bağ dokusundan oluşur. Parafoliküler hücreler kalsitonin üretirken, foliküler hücreler tiroid hormonu üretir.
Tiroid bezi folikülleri (tirositler) ; foliküler hücreler tarafından oluşturulur ve foliküllerin lümeninde glikoprotein yapıda kolloid bulunur.
Tiroid hormonlarının sentezi foliküllerde yapılır ve folikülün lümeninde depolanır.
Tiroid Hormon Metabolizması[düzenle | kaynağı değiştir]
Tiroglobulin[düzenle | kaynağı değiştir]
Tiroid bezi foliküllerinin bazal kısmında endoplazmik retikulumda sentezlenir ve golgi aparatusunda son şekli verilir. Lümene taşınarak kolloid içinde depolanır.
Bir tiroglobulin molekülü ; 70 tirozin amino asidi içerir ve iyot ile birleşerek tiroid hormonlarını oluşturur.
Glikoprotein yapısındadır. T3 ve T4 ; kolloid içinde tiroglobulinin parçası olarak depolanır . Normal bir tiroid bezi ; birkaç haftalık ihtiyacı karşılayacak miktarda tiroglobulin ihtiva eder.
Tiroid Bezinden Sentezlenen Hormonlar[düzenle | kaynağı değiştir]
1.tetraiyodotironin = tiroksin (T4)
2.triyodotrinonin (T3)
3.kalsitonin
T3 ve T4 aminoasid yapılı, kalsitonin polipeptid yapılıdır.
Vücuttaki iyodun büyük bir kısmı tiroid bezinde bulunur.
İyodür ; tiroid bezi, tükrük bezleri, mide mukozası, plasenta, gözün silyer cismi, koroid pleksus ve meme bezlerinde de yoğun olarak bulunur.
Tiroid Hormon Sentez ve Salınımı[düzenle | kaynağı değiştir]
1. İyodür (I- ) Tiroid folikülü bazal membranından Sodyum İyodür Simporteri (NIS) tarafından alınır.
2. Bazalden apikale taşınır.
3. Folikül lümenine Pendrin aracılığıyla geçirilir.
4. Tirozin Peroksidaz (TPO) enzimi ; iyodür (I-)’ü iyot’a (I0) dönüştürür. İyot ; iyodinaz enzimi aracılığıyla tiroglobulindeki tirozine bağlanır. İyodun tirozine bağlanmasına organifikasyon denir. TPO ; hücrenin apikalinde membran üzerinde bulunur.
5. Tirozine bir iyot bağlanırsa Mono iyodotirozin (MİT), iki iyot bağlanırsa Di iyodotirozin (DİT) oluşur.
6. Bir MİT ile bir DİT birleşerek T3 ‘ü, iki DİT birleşerek T4’ü oluşturur. (MİT + DİT =T3 , DİT + DİT = T4)
7. Oluşan bu yapı ; hücrenin apikal membranında bulunan megalin aracılığıyla hücre içine alınır.
8. Proteazlar tiroglobulini sindirirler. Böylece tiroglobuline bağlı MİT, DİT, T3 ve T4 serbest hale geçer.
9. T3 ve T4 Kana geçer. MİT VE DİT ; deiyodinaz enzimiyle iyotları ayrılır ve bu iyotlar tiroid hormonu sentezinde tekrar kullanılır.
Tiroid Hormonlarının Taşınması[düzenle | kaynağı değiştir]
T3 ve T4’ün normal total plazma seviyeleri (Normal, erişkin insanda) :
T4: 8 μg/dL
T3: 0.15 μg/dL ‘dir.
T3 ve T4’ün %99’u plazma proteinlerine bağlı olarak bulunur. %1’i serbest olarak bulunur.
T4’ün % 67’si, T3’ün %46’sı Tiroksin bağlayan globulin (TBG)’e bağlanır. Plazma TBG konsantrasyonu 2 mg/dl’dir.
T4’ün % 20’si, T3’ün %1’i Transtiretin(TTR = Tiroksin bağlayan prealbumin)’e bağlanır. Plazma TTR konsantrasyonu 15 mg/dl’dir.
T4’ün % 13’ü, T3’ün %53’ü Albumine bağlanır. Plazma albumin konsantrasyonu 3500 mg/dl’dir.
TBG ; karaciğerde üretilir. Tiroid hormonlarına afinitesi çok yüksektir. Kanda seviyesi çok düşüktür. Yüksek östrojen seviyesi, erken evre karaciğer hastalığı TBG sentezini arttırır. İleri evre karaciğer hastalıklarından dolayı, androjen veya kortizol tedavisi sonrası, malnutrisyonda TBG seviyesi düşer. TBG’deki değişiklikler total hormon seviyesini etkiler, serbest hormon seviyesini etkilemez. Nonsteroidal antiinflamatuar ilaçlar (NSAİD), antikonvülzanlar (fenitoin, karbamazepin) ; TBG üzerinde kompetitif inhibisyona neden olarak toplam hormon seviyesini düşürür.
TTR ; karaciğerde üretilir. T4’ e bağlanma afinitesi TBG’ye oranla 100 kat daha azdır.
Tiroid Hormon Salgısının Düzenlenmesi[düzenle | kaynağı değiştir]
1. TSH – TRH – Tiroid aksı.
2. Tiroid bezinin otoregülasyonu
3. İyot metabolizması
TSH[düzenle | kaynağı değiştir]
- Depolanmış tiroid hormonlarının kana salınmasını sağlar.
- İyodür pompasının aktivitesini arttırır.
- Organifikasyonu arttırır.
- Tiroid bezinin boyutunu ve salgı aktivitesini arttırır.
- Tirositler küboid iken silindirik hale dönüştürür.
- Etkilerini cAMP üzerinden gerçekleştirir.
Hipotalamustan salınan TRH (TRH ; sirkadyen ve pulsatil olarak salınır) ; hipofizden TSH salınımını uyarır. TSH ise tiroid bezini uyararak T3 ve T4 salınımını sağlar.
TSH seviyesinin artması , TRH salınımını negatif feed back ile inhibe eder. T3 ve T4 seviyesinin artması ise hem TSH hem TRH salınımını inhibe eder.
Soğuk ; TRH sentezini arttırdığından dolayı tiroid hormon sentezini de arttırır.
İyodür pompası : İyodu tiroid bezinde yoğunlaştırır.
Wolff – Chaikoff Etkisi : Yüksek miktarda iodin alımına bağlı olarak tiroid hormonu miktarında azalma görülmesidir. Yüksek iodin seviyesi ; tiroid bezinde organifikasyonu inhibe eder. Dolayısıyla tiroid hormon yapımı ve kana salımı inhibe olur. Wolff – Chaikoff etkisi yaklaşık on gün sürer. Bu etkiyi kaçış fenomeni izler. Wolff – Chaikoff etkisinden kaçış ; iodin organifikasyonunun ve normal TPO fonksiyonunun yeniden başlaması olarak adlandırılır. Kaçış fenomeninin gerçekleşmesinin nedeninin ; tiroid folikül hücrelerinde bulunan sodyum – iodid simporter’ın down regulasyona uğramasına sekonder olarak inorganik iodin konsantrasyonunun azalması olduğuna inanılmaktadır.
T4’ün büyük bir kısmı reseptöre bağlanmadan T3’e (aktif formuna) dönüşür. T4 → T3 dönüşümü ve T4→ rT3 dönüşümü 5’ deiyodinaz enzimi ile olur. 5’-deiyodinasyon ; tiroid bezinde, hedef hücrelerde ve diğer periferik dokularda meydana gelir.
rT3 ; zayıf agonisttir, biyolojik olarak inaktif kabul edilir.
T3 ‘ün hedef hücrelerdeki tiroid reseptörlerine afinitesi T4’ten çok daha fazladır. T3 ; metabolik olarak aktif hormondur.
Tiroid hormon reseptörleri hücre nükleusundadır. Bu reseptörler gen transkripsiyonunu düzenlerler.
T4’ün büyük bir kısmı deiyodinasyonla T3 veya rT3 e yıkılır. Geriye kalan kısmı sülfat veya glukuronik asit ile konjuge olur, deamidasyon ya da dekarboksilasyonla etkisiz hale gelir.
Tiroid Hormonlarının Biyolojik Etkileri[düzenle | kaynağı değiştir]
- Neredeyse tüm hücrelerde enzimlerin, yapısal ve taşıyıcı proteinlerin miktarında artışa yol açar.
- Neredeyse tüm dokularda metabolik aktiviteyi arttırır.
- Fetal, neonatal, çocukluk dönemlerinde büyümenin gerçekleşmesinde etkilidirler.
- Özellikle pubertede büyüme ve gelişmenin en ideal şekilde olması için gereklidir.
- Mitokondri miktarı ve aktivitesini arttırır.
- Kardiak kasılabilirliği arttırır.
- Bazal metabolizma hızını yükseltir.
- Sinir sisteminin gelişiminde etkili olmaları çok önemlidir.
- Beta adrenerjik reseptörlerin katekolaminlere olan sensivitesini arttırırlar. Bu yüzden taşikardi gibi çeşitli etkileri görülür.
- Kasların kasılma hızını ve bağırsak hareketlerini arttırırlar.
- LDL kolesterol düzeyini düşürürler.
- IGFs seviyesini arttırır.
- Fizyolojik seviyede protein sentezini arttırırlar.
- Yüksek düzeyde protein sentezini azaltırlar.
- Fizyolojik seviyede insülin salgılanmasını arttırır.
- Yüksek seviyede katekolamin ve glukagonun etkilerini arttırdığı için kan glukoz seviyesini arttırır.
- Metabolizmayı hızlandırdığından glukozun kullanımını arttırır.
- Hormona duyarlı lipaz aktivitesini arttırırken plazma kolesterol ve trigliserid seviyelerini düşürür.
- Bir çok vitamin sentezi ve kullanımını arttırır, yüksek hormon seviyelerinde bir takım vitaminlerin eksikliği (örneğin C vitamini) görülebilir.
- Eritropoietin salınımını arttırırlar.
- Kemik metabolizmasında etkilidir.
Tiroid Hormonları Salınımının Düzenlenmesi
Tiroid Hormonlarının Etkileri