Wernicke-Korsakoff Sendromunda Tedavi ve Prognoz: Revizyonlar arasındaki fark

TIPlopedi sitesinden
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla
tiplopedi>Drhasan
k (1 revizyon)
 
k (1 revizyon içe aktarıldı)
 
(Fark yok)

21.10, 13 Eylül 2018 itibarı ile sayfanın şu anki hâli

WKS’nin tedavisi tiaminin yeterli verilmesine dayanmaktadır. Akut WA bulguları ile başvuran hastalar için acilen İV tiamin verilmeye başlanmasının gerekliliği açıktır. Beslenme yetersizliği de olan hastalarda barsak absorbsiyonunun bozulduğu varsayılarak ilk günlerde tedavinin parenteral uygulanması önerilmektedir. Başlangıç olarak ilk on iki saat boyunca İV veya İM yoldan 1000 mg tiamin verilmesi üzerinde uzlaşılmaktadır. Tedavi sırasında hipomagnezemi gelişebileceği gözönünde bulundurulmalıdır. Tiaminin ısı ile aktivitesi bozulduğu için taze solüsyonların kullanılması önerilmektedir. Aynı zamanda malnütrisyonu olan hastalarda barsak absorpsiyonunun düzelmesi birkaç ay sürebileceğinden günde 3-4 defa, 50-100 mg oral tiamine bu süre içinde devam edilmesi gerekliliğini vurgulamaktadır.

WA’dan korunma yeterli beslenmeye bağlıdır. Yetişkin bir kişi için günlük ortalama 1.4 mg/gün veya tüketilen her 1000 kcal için 0.5 mg tiamine ihtiyaç vardır. İki haftadan uzun NG veya İV beslenme uygulanan hastalarda WA’dan korunmak için tedavi sıvılarına tiamin eklenmelidir. Koma nedeni belli olmayan hastalara, glikoz yüklenmeden önce verilecek olan 50-100 mg İV/İM tiamin, depoların daha fazla tüketilmesine karşın korunmayı sağlayacaktır.

Alkolik olmayan WA hastalarında tiamine daha iyi cevap alındığı konusunda görüşler vardır. Ancak tedaviye rağmen kaybedilen veya ağır amnezik kalan hastalar da bildirilmiştir (Kopelman, 1995). Tedaviye cevabın hastanın yaşına, sendromun gelişme hızına, tedavinin başlanma zamanlamasına bağlı olarak değişebileceği belirtilmiştir (Tallaksen ve ark., 1993).

Tiamin tedavisi ile WA’nın progresyonu engellenmekte, varolan bulgularda ise hızla düzelme gözlenmektedir. Tedavinin erken başlanması ile strüktürel lezyonların gelişimi büyük oranda engellenebilmektedir. Victor, Adams ve Collins’in geniş serisinde ilk üç hafta içinde % 17 oranında mortalite saptanmıştır. Primer ölüm nedeni infeksiyondur (pnömoni, akciğer tüberkülozu ve sepsis). Ayrıca dekompanse karaciğer hastalığı ve portal siroz da ölüme neden olmaktadır. Tiamin eksikliğinin ileri safhasında hastalarda stupor ve koma gelişmektedir. Bu hastaların bir bölümü WA koması sonucu kaybedilmektedir (Victor, Adams ve Collins, 1971; Victor, 1976b). WA hastalarında koma ve hipotermi genellikle birlikte görülmektedir. Ilımlı hipotermide tiamin tedavisi ile ilk gün içinde düzelme gözlenmektedir. Ancak ağır hipotermide tiamine beklenen cevap alınamayıp, haftalarca sürdüğü gözlenebilmektedir (Kerslay ve Musso, 1980).

Tiamin tedavisini takiben bakış paralizisinin hızla düzeldiği gözlenmektedir. Nistagmus ve atakside tedaviyle düzelme olmasına rağmen, hastaların yaklaşık % 60’ında rezidüel bulgu olarak kalmaktadırlar. Özellikle ataksilerinde ilk haftada düzelme başlamayan hastalarda daha sonrasında tam düzelme olmamaktadır. Global konfüzyonel durumda okuler ve ataksik bulgularla birlikte düzelmekte ancak % 80’ninde amnestik tablo kalıcı olmaktadır. KS’de ise pek fazla düzelme gözlenmemektedir. Hastalarda gözlenen düzelme ise yavaş ve düzensizdir. Amnestik tablolarda düzelme ilk bir yıl içinde gözlenmektedir. Tam düzelme konfüzyonel durumu hızla gerileyen hastaların bir bölümünde gözlenmektedir (Victor, Adams ve Collins, 1971).

KS’de nörokimyasal etkilenmeler ile ilgili çalışmalar halen devam etmektedir. Nörotransmitter manipulasyonu ile sekel tedavisinde, bazı araştırmacılar klonidin ile noradrenerjik fonksiyonda, fluvoksaminle de serotonerjik sistem üzerinden olumlu sonuçlar aldıklarını bildirmişlerdir. Martin ve ark. (1995), KS’li hastalara plasebo kontrollü olarak 200 mg/gün fluvoksamin kullanmışlar ve BOS’da seratonin metaboliti 5-HIAA düzeyinde azalma ile korele olarak hastaların Wechsler Memory Skalasında düzelme gözlemlemişlerdir. Kopelman’ın (1995) aktardığına göre O’Donnell ve ark. 1986 yılındaki çalışmalarında, altı KS’li hastada bir haftalık adrenerjik agonist (metilfenidat) kullanımını takiben sözel bellek testlerinde anlamlı iyileşme bildirmişlerdir. McEntee ve Mair (1979), altı KS’li hastada klonidin (alfa-noradrenerjik agonist) ile bellekte anlamlı iyileşme gözlemlemişlerdir. Ancak daha sonraki çalışmalarda benzer olumlu sonuç elde edilememiştir. Sonuç olarak nörotransmitterlerin KS’de kullanımı konusunda tam ortaklaşılmış uygulamalar yoktur.

Wernicke-Korsakoff Sendromu kategorisinden sayfalar