Anestezi ve yoğunbakımda magnezyum kullanımı: Revizyonlar arasındaki fark
Değişiklik özeti yok |
k (1 revizyon içe aktarıldı) |
(Fark yok)
|
21.08, 13 Eylül 2018 itibarı ile sayfanın şu anki hâli
Entübasyon esnasında oluşan taşikardi ve hipertansiyon, katekolamin salınımına bağlıdır. Magnezyum, adrenal medulla ve adrenerjik sinir uçlarından katekolamin salınımını azaltarak, bu yanıtı baskılar. Magnezyumun kalp hızı üzerine etkisi, farklı arastırmacılar tarafindan, değişiklik yapmadığı veya hafif taşikardiye neden olduğu şeklinde açıklanmaktadır.
Magnezyum endotrakeal entübasyon ve cerrahi insizyona karşı gelişen taşikardi ve hipertansiyonu kontrol altına almaktadır. Karşılaştırılmalı yapılan bir çalışmada, hastalara tiyopental ve süksinilkolinle indüksiyon uygulanmış. Bir gruba entübasyon öncesi 60 mg/kg magnezyum, diğer gruba da aynı dozda izotonik verilmiş. Magnezyum verilen grupta entübasyona bağlı kalp hızı, kan basıncı, plazma adrenalin ve noradrenalin seviyeleri daha düşük bulunmuştur. Diğer bir çalışmada magnezyum ile plasebo karşılaştırılmış. Indüksiyon esnasındaki hipertansif cevabı, magnezyumun daha iyi kontrol ettiği görülmüş, ancak erken refleks taşikardi kontrol altına alınamamıştır. Bütün bu çalışmalar anestezi indüksiyonu öncesi magnezyum uygulamasının adrenerjik cevabı daha iyi kontrol ettiğini göstermektedir.
Feokromasitoma cerrahisinde magnezyum kullanımının temeli, adrenal medulladan katekolamin geri alımının inhibisyonu ve adrenerjik reseptörlerin sensivitesini azaltmasına bağlıdır. Endotrakeal entübasyon, cerrahi uyarı gibi katekolamin desarjını indirekt uyaran durumlarda, magnezyum etkili olmaktadır. Ancak tümörün maniplasyonu sırasında olusan katekolamin salınımına etkisi daha azdır. Bu vakalarda MgSO4 40-60 mg/kg yükleme dozunu takiben 2g/saat infüzyon halinde verildiğinde entübasyona ve cerrahi uyarana cevabı baskıladığı bildirilmektedir. Magnezyum nondepolarizan kas gevseticilerin etki süresini uzatır. Bu nedenle magnezyum alan hastalarda daha düşük doz nondepolarizan kas gevşetici kullanılmalıdır. Nöromüsküler blokajın geri çevrilmesinde de daha fazla antikolinesteraza ihtiyaç duyulur.
Kas zayıflığı yaptıği için Eaton-Lambert Sendromu ve Miyastenia Gravis'de kullanımına dikkat edilmelidir. Uzun süreli magnezyum tedavisi, süksinilkolin bloğunun süresinin uzamasına neden olabilmektedir. Ancak akut hipermagnezemide bu görülmez. Telci ve arkadaşları, TIVA’da, perioperatif magnezyum sülfat uygulaması ile kullanılan anestezik, analjezik ve nondepolarizan kas gevsetici ilaçların miktarında önemli derecede azalma saptamışlardır.
Açık kalp operasyonlarında, bazı kardiyoplejik solüsyonlarda reperfüzyon esnasında myokardı iskemiye karşı korumada MgSO4 kullanılır. Erken dönemde iskemik myokard kasında kontraksiyonu azaltarak yararlı olur. Iyon bagımlı NMDA antagonisti olduğu için, suprarenal aort anevrizma cerrahisinde spinal kordu iskemiden korur. Hem vazodilatatör (katekolamin salınımını inhibe ederek ve sempatik blokaj yoluyla) hem de antiaritmik özellikleri ile aortik kross klamp konan major vaskuler operasyonlarda başarı ile kullanılır.
Yoğun bakımda insülin dozlarının artmasına karşın hiperglisemi görülebilir. Gerçekte insülin rezistansı, serum magnezyum konsantrasyonunun azaldığı durumlarda artar. Magnezyum, insülin için ikincil haberci gibidir. Antihipertansif alan hastalarda magnezyumun hipotansiyon yapma riski daha yüksektir.
Tetanozda kardiyovasküler instabiliteyi azaltmak ve katekolamin desarjini inhibe etmek amacıyla yüksek doz magnezyum infüzyonu önerilmektedir.
Peroperatif analjezik amaçlı magnezyum adjuvan olarak kullanılmaktadır. Analjezik etkinin temeli magnezyum tarafından kalsiyum kanallarının bloke edilmesi ve NMDA reseptörlerinin inhibisyonu ile olmaktadır. Kalsiyum kanal blokerlerinin hayvanlarda antinosiseptif etkileri olduğu tesbit edilmiştir. NMDA reseptör antagonistleri de periferal nosiseptif stimülasyona bağlı santral sensitizasyonun indüksiyonunu önleyebilirler.