Wernicke-Korsakoff Sendromunda Görüntüleme

TIPlopedi sitesinden
21.10, 13 Eylül 2018 tarihinde Drhasan (mesaj | katkılar) tarafından oluşturulmuş 3947 numaralı sürüm (1 revizyon içe aktarıldı)
(fark) ← Önceki sürüm | Güncel sürüm (fark) | Sonraki sürüm → (fark)
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla

Bilgisayarlı tomografi (BT) ve manyetik rezonans görüntüleme (MRG) tekniklerinin gelişimiyle, WKS hastalarının klinik ve otopsi bulgularının görüntülemeyle de tanımlanması sağlanmıştır. MRG dejeneratif, vasküler ve demyelinizan hastalıkların belirlenmesinde son derece duyarlı olduğundan WKS için ideal bir tanı yöntemidir. BT ile elde edilen bulgular ise WA ile uyumlu olmakla beraber, BT’nin tanısal amaçlı kullanım değeri azdır. BT çalışmalarında bilateral talamik ve daha nadir olarakta akuadukt çevresinde hipodansite (Mc Dowell ve LeBlanc, 1984; Mensing ve ark., 1984; Shimamura ve ark., 1988; Yokote ve ark., 1991) ile talamik hemoraji bildirilmiştir (Roche ve ark., 1988). Ayrıca bilateral hipotalamus, talamus ve 4. ventrikül tabanında kontrast madde tutulumu da gözlenmiştir (Kitaguchi ve ark., 1987). Ancak MRG ve BT’nin her ikisinin birlikte çalışıldığı vakalarda, BT’nin akut WA bulgularını göstermekte çoğunlukla başarısız kaldığı görülmüş ve WKS tanısında MRG’nin üstünlüğü açıkça ortaya konulmuştur (Victor, 1990).

WKS’de akut dönem MRG bulguları

Proton dansite ve T2 ağırlıklı incelemelerde periakuaduktal gri madde, 3. ventrikül çevresi ve medial dorsal talamusta, bilateral ve simetrik olarak saptanan hiperintensiteler (Hİ) akut WA’nın en fazla bildirilmiş tanı koydurucu bulgularıdır (Gallucci ve ark., 1990; Okino ve ark., 1993; Doraiswamy ve ark., 1994; D’Aprile ve ark., 1994; Yamashita ve Yamamoto, 1995; Shiozawa ve ark., 1995; Harter ve Nokes, 1996; Suzuki ve ark., 1996; Hahn ve ark., 1998). Seyrek olarak T1 ağırlıklı incelemelerde, Hİ karşılığı olarak hipointensite saptanabilmektedir (Yokote ve ark., 1991; Harter ve Nokes, 1996; Mascalhi ve ark., 1999). Kitaguchi ve ark. (1987) bu bölgelere ek olarak, üst ve orta serebellar pedinkülde de hipointensite bildirmişlerdir. Akut WA’da kontrast madde verilmesini takiben periakuaduktal bölge, 3. ventrikül çevresi, mamiller cisim ve inferior quadrigeminal alanda kontrast madde tutulumu olabilmektedir ve Hİ’lerle benzer seyir göstererek, tiamin tedavisini takip eden haftalar içinde kaybolmaktadır (Schroth ve ark., 1991; D’Aprile ve ark., 1994; Harter ve Nokes, 1995; Omer ve ark., 1995).

Akut dönemde karakteristik bulguların yanısıra sadece mamiller cisimde kontrast madde tutulumu ile de tanı konulabilmiştir (Shorgy ve ark., 1994). Dikkat çekici olan bir nokta ise kontrastsız incelemelerde normal rapor edilen mamiller cisimlerin belirgin kontrast tutulumu göstermeleridir. Mamourian (1996) özellikle kontrast tutulumu saptanmış mamiller cisimler, diğer yapılar veya sağlıklı olguların mamiller cisimleri ile karşılaştırılırsa, sinyal artışı olduğunun gözleneceğini belirtmiştir. Harter ve Nokes (1996) bu öneri sonucunda mamiller cisminde kontrast tutulumu olan ve Hİ saptamadıklarını bildirdikleri hastalarını tekrar değerlendirdiklerinde mamiller cisimde sinyal artışı olduğunu belirtmişlerdir.

WKS’de kronik dönem MRG bulguları

Kronik dönem incelemelerinde Hİ tamamen kaybolmakta veya azalmakta, 3. ventrikül ve akuaduktta dilatasyon gelişebilmektedir (Gallucci ve ark., 1990; Donnal ve ark., 1990; Mascalhi ve ark., 1999). Seyrek olarak ventriküler genişlemeyle birlikte T1 ağırlıklı incelemelerde, 3. ventrikül çevresi, periakuaduktal gri madde ve medial dorsal talamusta hipointensite gözlenmektedir (Yokote ve ark., 1981; Kitaguchi ve ark., 1987; Doraiswamy ve ark., 1994). Mamiller cisim atrofisi ise kronik dönem tanısında belirleyici bulgudur. Beraberinde serebellar ve vermiyan atrofi de gözlenebilmektedir (Charness ve ark., 1987; Yokote ve ark., 1991; Shear ve ark., 1996; Antunez ve ark., 1998).

Mamiller cisim atrofisi hastalığın akut döneminde gözlenmezken, subakut ve kronik dönemde saptanabilmektedir. İlk hafta içindeki incelemelerde belirgin kontrast tutulumu olan hastalarda mamiller cisim boyutları normal olarak bildirilmiştir. Erken dönem olarak d’Aprile ve ark. (1994), alkolik olmayan WA hastalarının ikinci hafta kontrol görüntülemesinde, Scroth ve ark. (1991) ise alkolik hastalarının birinci hafta kontrolünde mamiller cisim atrofisinin geliştiğini belirtmişlerdir. Mamiller cisim atrofisini en iyi değerlendiren çalışma Charness ve ark. (1987) tarafından yapılmıştır. Bu kontrollü çalışmada mamiller cismin hacim ölçümleri yapılmış ve KS hastalarının % 78’inde atrofi saptanmıştır. Bu çalışmada sagital kesitlerde gösterilebilen atrofinin hastanın yaşından ve ventrikül genişliğinden bağımsız olarak, mamiller cisim patolojisine bağlı geliştiği belirtilmiştir. WKS hastalarının otopsilerinde % 81 oranında mamiller cisim atrofisi bulunduğu düşünülürse (Victor, Adams ve Collins, 1971), mamiller cismin iyi değerlendirilmesi durumunda kronik dönem MRG’de tanı için tek ve önemli kriter olabileceği bu çalışmayla gösterilmiştir.

Antunez ve ark. (1998) akut WA tanısında BT ve MRG’nin spesifikliğini değerlendiren akut WA, asemptomatik alkolik ve sağlıklı kontrol içeren çalışmalarında, MRG’nin WKS tanısı için sensivitesinin % 53, spesifikliğinin ise % 93 olduğu sonucuna varmışlar ve MRG’nin tanı koydurucu olmasına rağmen, normal olması durumunda tanıyı ekarte ettirmeyeceğini belirtmişlerdir.

MRG incelemelerinde akut dönem lezyonlarının tiamin tedavisiyle hızla düzeldiğinin gösterilmesi üzerine, hastalığın başlangıcında lezyonların strüktürel olmaktan çok biyokimyasal olduğu yorumlanmıştır. Bu nedenle Wernicke-Korsakoff sendromunda erken bulgu ve semptomların tanımlanması ve spesifik tedavinin acilen verilmesi ile hastalığın ilerlemesini durdurulabilmekte, bulguların tamamen veya kısmen geri döndürülmesiyle, Korsakoff sendromu gelişimi engellenebilmektedir. Ayrıca WA triadının okuler ve ataksik bulguları tiamine çok hassastır. Sadece oral alınan besinlerdeki tiamin bile bu bulguların klinik görünümünde belirgin düzelme sağladığından, hastalar dikkatli muayene edilmezse nistagmus ve hafif ataksi gözden kaçabilmektedir. Harper (1983) yüz otuz bir alkolik hastanın otopsilerinde % 83 oranında WA ile uyumlu patolojik değişimler (mamiller cisim atrofisi, talamusta hemoraji, 3. ventrikülde dilatasyon) saptamıştır. Bununla birlikte ölmeden önce WA, hastaların ancak % 20’sinde belirtilmiştir. Sonuç olarak sendromun klasik görünümü olmayan hastalarda erken tanıda MRG’nin önem taşıdığı açıktır. Ayrıca erken dönemde nadir olmakla birlikte koma tablosu görülebilmekte ve sepsis vb. durumlarla birlikte olduğundan hastalığı ayırt etmek güçleşmektedir. Bu nedenle Victor (1990), komalı hastalarda tanıdan şüphelenildiğinde (özellikle genel durumu düşkün hastalarda) hemen tiamin verilmesini ve MRG incelemesinin yapılmasını önermiştir.

Wernicke-Korsakoff Sendromu kategorisinden sayfalar