Kanama zamanı
Kanama zamanı
Herne kadar bu test, damar duvarı ile trombosit etkileşmesini değerlendirmede kullanılan bir tarama testi olarak bilinsede klinik açıdan sensitivitesi ve tekrarlanabilirliliği oldukça düşüktür. Bunun nedeni de, bu testin sadece sayısal ve kalitatif trombosit fonksiyonlarını gösteren bir test olmaması ve aynı zamanda damar duvarının bütünlüğü ve derinin kalitesi ile de çok yakından ilişkili olmasıdır. İlk defa 1910 yılında Duke tarafından kulak memesi kullanılarak bu test uygulanmıştır . Daha sonraları, Ivy bu testi ön kolun volar yüzünü kullanarak yapmaya başlamış ve daha sonrada standardizasyon sağlanmıştır.
Testin uygulanışı şu şekildedir, tansiyon aletininin manşonu üst kola takıp 40 mm Hg’ya şişirildikten sonra ön kolun volar yüzeyine tek kullanımlık ve içten yaylı bir aletle standart bir çift insizyon yapılarak başlatılır. Her iki insizyondaki yara dudaklarından akan kan, kanama durana dek her 30 saniyede bir filtre kağıdına emdirilir. Kanamanın durduğu an kanama zamanı olarak değerlendirilir. Sonuç olarak ise, her iki insizyon yerinden saptanan değerlerin ortalaması alınır.
Hemostatik fonksiyonu değerlendirmede yeterliliği gösterilememiştir. Kanama zamanı ile cerrahi kanama riski arasında belirgin bir ilişki yoktur. Trombositlere ait bozuklukların yanı sıra, trombosit fonksiyonlarını etkileyen vWF ve fibrinojen gibi plazma proteinlerine ait bozukluklar, trombosit fonksiyonlarını bozan ilaçlar, cilt ve damar yapısındaki bozukluklar da kanama zamanını uzatır. Test yapılış tekniği, trombosit sayısı, yakın zamanda kullanılan ilaçlar gibi bir çok faktörden etkilenir ve sonlanım noktası kesin değildir. İnvaziv bir test olması kullanılabilirliğini ve tekrarlanabilirliğini sınırlamaktadır.
Kanama zamanının uzadığı durumlar :
- Trombositopeniler
- Kalitatif trombosit bozuklukları
- von Willebrand hastalığı
- Glanzman trombastenisi
- Bernard Soulier sendromu
- Birincil damar duvarı bozuklukları
- Aspirin
- NSAİİ