Akut intraserebral kanama
İntraserebral kanama (İSK) birincil olarak beyin dokusu (serebrum, serebellum, beyin sapı) içine kanamaları içeren beyin damar hastalığı tipidir. Gerçekte eskiden primer veya spontan diye adlandırılan intraserebral kanamaların da altında bir patoloji yattığı ve insanların bilimsel yöntemler sayesinde metafizik kavramların yerine rasyonel sebep-sonuç ilişkileri ortaya koymaları gibi, bu etiyolojik etkenlerin de araştırmalarla gün ışığına çıkmakta olduğu açıktır. Yine intrakranyal alanda birincil olarak beynin dışındaki katmanlardan başlayan subaraknoid, subdural ve epidural kanamalar farklı tedavisel yaklaşımlar gerektirmektedir. İntraserebral kanamalar akut inmelerin %8-18’ini oluşturur. Ülkemizde İSK sıklığı tam bilinmemekle birlikte yıllık insidans ABD’de 30.9/100.000,4 Japonya’da 52/100.0005 olarak gösterilmiştir.
- İleri yaş,
- Hipertansiyon,
- Tütün kullanımı,
- Aşırı alkol tüketimi,
- Önceden geçirilmiş iskemik inme,
- Düşük serum kolesterol düzeyleri ve de
- Antikoagülan kullanımı kabul edilmiş risk faktörleridir.
Hipertansiyon tedavisindeki gelişmeler ve buna bağlı İSK sıklığında azalmaya rağmen, yaşlanan nüfusta antitrombotiklere ve de serebral amiloid anjiyopatiye (SAA) bağlı kanamalardaki artış nedeniyle genel insidans değişmemiştir. İSK halen çok ağır sonuçlara yol açan bir hastalık olma özelliğini korumaktadır. Akut olaydan sonraki altıncı ayda hastaların sadece %20’si günlük hayatta bağımsız işlev görebilmekte ve %50’den fazlası ilk yılda kaybedilmektedir. Akut İSK tedavisi nöroloji, beyin cerrahisi, radyoloji, yoğun bakım ve acil hekimlik alanlarında çalışan doktorlar, hemşireler ve teknisyenlerin yakın işbirliğini gerektiren multidisipliner bir çabadır.