Pleksus Brachialisin klinik Önemi

TIPlopedi sitesinden
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla

Plexus brachialis gerek kompleks anatomik yapısı,gerekse komşu olduğu anatomik yapılarla sıkı ilişkisi nedeniyle birçok klinik semptoma neden olmaktadır.

Trafik kazaları, düşmeler ve iş kazalarında baş ve omuzun kuvvetle birbirinden ayrılması sonucu brachial plexus köklerinde lezyonlar meydana gelebilir. Gerekli tedavi kısa sürede uygulanmazsa kalıcı sakatlık ve iş gücü kaybına neden olur. Plexus brachialis lezyonlarının en sık nedenlerinden birisi de Ateş silah ve delici-kesici aletlerle yaralanmadır. Bu yaralanmalarda tedavi çok zordur. Cerrahi tedavi yapılan vakalarda bile iyileşme çok azdır.

Plexus brachialis lezyonları primer veya sekonder olabilir. Aksiller fibrozis, Hodgkin hastalığı, lenfoma, akciğer hastalıkları sonucu etkilenebilir. Akciğer,meme, tiroid, baş ve boyun tümörü metastazı olabilir. Boyun ve göğüs ön duvar radyoterapisi sonucu hasarlanabilir. Plexus brachialis’in nöromusküler hamartomu nadir görülen benign tümördür.

Plexus brachialis lezyonlarının tedavisinde lezyonun lokalizasyonu çok önemlidir. Bu amaçla lezyonlar supraklaviküler ve infraklaviküler olarak ikiye ayrılır. Ayrıca yaklaşım bölgesine göre de sinir kökü, trunkus, fasikulus ve terminal dalların yaralanması olarak dört gruba ayrılır. Otomobil ve motorsiklet kazaları sonucu genellikle infraklaviküler tip yaralanma gözlenir. Kaza sırasında anteromedial omuz çıkığı, omuzun arkaya ve aşağıya hareketine bağlı plexus gerilmesi meydana gelebilir. Plexus brachialis komşuluğu nedeniyle a.subclavia rüptüre olabilir. Kalp ameliyatlarında uygulanan median sternotomi ve gereksiz sternal retraksiyon uygulanmasını takiben plexus brachialis lezyonları görülebilir.

Torasik outlet.png

Thoracic outlet sendromu’nda plexus brachialis etkilenebilir. Bu sendromda servikal bölgede bulunan sinir ve damarlara bası olur. Servikal kosta(scalenus send.), hiperabduksiyon sendromu ve kostaklavikuler sendrom olmak üzere üç tipi vardır. Boyun ve kol ağrısı, duyusal ve motor kusurlar, uyuşma ile seyreder.

Yeni   doğumda   plexus   brachialis felciilk   defa   Smellie   (1764)   tarafından
tanımlanmıştır.   Duchenne   (1872)   plexus brachialis  felçli   yeni   doğanın   bulgularını kendi  adı   ile   anılan   alt   plexus   lezyonunu   tanımlamıştır .  




Dogum brakial pleksus zedelenmesi.png


Plexus   brachialis’in üst   bölümündeki   (C5,   C6,   truncus   superior)   zedelenmeler   Erb   paralizisi   olarak tanımlanır .   Kökler   %   25   etkilenir   ve   omuz   ile   dirsek   arasındaki   kasları ilgilendirir.   Bu   çeşit   felçte   ön   kolun   pronasyonu,   kolda   iç   rotasyon,   dirsekte   tam
ekstensiyon  ve  omuzda  adduksiyon   bulunur.   Erb-Duchenne   (C5-C6-C7)   tipi   felçte   ise, omuz   adduksiyonu,   ön   kol   pronasyonu,   iç   rotasyonu   ve   dirsekte   hafif   fleksiyon bulunur.




Pleksus alt bölümündeki (C8-T1, truncus inferior)  zedelenmeler klumple paralizisi olarak adlandırılır. Ön kol ve   el   kaslarını   ilgilendirir.   Elde   ve   el   bileğinde   paralizi   vardır.   Horner sendromu (miyozis, pitozis,anhidrozis) eşlik eder. Plexus brachialis tümü ilk zarar gördüğünde o taraf kol hiç hareket edemez vegenellikle duyu kaybı mevcuttur.
Dosya:Erb-duchenne-klumpke.png
Riskli   doğumların  ultrasonografi   ile  tespiti   ve  doğumda  sezeryan  kullanımının artması plexus brachialis paralizisi sıklığını   azaltmıştır.  Halen 1000  canlı  doğumda % 0.4-2.5 arasında felç görülmektedir.
Genel olarak plexus brachialis lezyonlarının prognozu kötüdür.


Bu lezyonlarda tedaviden   önce  lezyonun  yeri  kesin  olarak  bilinmelidir.   Bunun  için   birçok  teşhis
yollarına başvurulur.


Plexus   brachialis   akut   lezyonlarında   acil   ve   erken,   plexus   brachialis anomalilerinde   düzeltici   cerrahi   tedavi   önerilmektedir.   Plexus   brachialis tedavisine   yönelik   ilk   cerahi   girişim   Kennedy   (1903)   tarafından   yapılmıştır.   Taylor (1920), Wyeth ve Sharpe (1917) yeni doğan plexus brachialis felcini cerrahi müdahale
ile düzeltmişlerdir.

1947   yılında   Seddon   sinir   grefti   tekniğini   ortaya   koymuştur.   Plexus brachialis   lezyonlarının   tedavisinde   mikrocerrahinin   kullanımı   1970’lerin   başlarında olmuştur.

Günümüzde   plexus   brachialis’in   truncus   superior   lezyonları   cerrahi yöntemlerle   tedavi   edilmektedir.   Cerrahi   düzeltme   yapılırken   vasküler   ve   kemik yapılar   kontrol   edilmelidir.   Üst   ekstremitenin   tümüyle   felciyle   birlikte   olan   plexus brachialis’in birden fazla  kök yaralanmalarında  n. acceserius, nn. intercostales, plexus cervicalis’in   motor   dalları,   plexus   brachialis’in   kollateral   motor   dalları,   n.   phrenicus
nörotizasyon’da (sinirtransferi) kullanılmaktadır.

Üst   ekstremiteye   uygulanacak   özel   cerrahi   girişimlerde   regional   anestezinin genel anesteziden avantajlı olduğu ve iyi analjezi sağladığı belirtilmektedir.

Bu   bölge   anatomisinin   iyi   bilinmesi   regional   anestezinin   güvenilir   ve   efektif olmasını sağlar.




Bozuk dosya bağlantıları içeren sayfalar kategorisinden sayfalar
Anatomi kategorisinden sayfalar
Üst ekstremite sinirleri kategorisinden sayfalar
Periferik Sinir Sistemi kategorisinden sayfalar