Valsalva manevrası
Adını Antonio Maria Valsalva dan alan Valsalva manevrası, glottis kapalı iken kişinin derin bir inspiryum sonrası kuvvetli ve ani şekilde ekspiryuma zorlanması olarak tanımlanır.
Bu manevra ile başlıca kardiovasküler sistem üzerine etkiler ortaya çıkar.
Valsalva manevrası sırasında zorlu ekspiryum ile öncelikle intratorasik basınç artar ve bu artışa bağlı kan basıncında ani bir yükselme olur, intratorasik basınçta artışın devam etmesiyle venöz dönüş engellenmeye başlar ve ventriküllerin volümü, kardiak debi, kan basıncı ve nabızda düşme gözlenir. Bu dönemde kan basıncındaki düşmeye yanıt olarak baroreseğtörler uyarılır ve refleks taşikardi ortaya çıkar. 6-7 saniye içinde gerçekleşen bu fizyolojik olaylar sonrasında 1-2 saniye içinde periferik vasküler rezistansta artma gözlenir. Ekspiryumun sonlandırılması ile intratorasik basınç normale döner, venöz dönüş artar, kan basıncında kısa süreli düşme gözlenir. Valsalva manevrası bittikten sonra ise artmış sempatik otonomik aktiviteye bağlı olarak kan basıncı ve periferik vasküler direnç 5-10 saniye için başlangıç değerinden daha yüksek saptanır, bu dönemi baroreseptör yanıta bağlı bradikardi ve periferik vazodilatasyon takip eder ve kan basıncı normale gelir.
Valsalva manevrası inginal hernilerinin muayenesinde, supraventriküler taşikardi tedavisinde, uçağın iniş ve kalkışı sırasında basınç değişikliğine bağlı olarak oluşan kulak tıkanıklığının giderilmesinde kullanılabilir.